Bu zamanda içerikler hala uzun olmak zorunda mı?

Uzun blog, haber içerikleri ve akıp giden zaman...

Uzun içerikler yazıp anlatılmak isteneni anlatmayıp yazıyı uzatanları aslında tam olarak şuna benzetiyorum: Bilmediğimiz bir semtte aracına bindiğimiz ve bizi şehri dolaştıran o taksici.

Uzun blog yazıları hem sıkıcı bir hal alıyor hem de zaman kaybı... En azından artık benim için öyle olmaya başladı.

Dilber Ay söylüyor: Zorunda mıyız?

Yabancı yeni nesil too long; didn't read diyor. Türkçesi çok uzun; okumadım anlamına geliyor.

Hatta tldr.io diye bir site kurulmuş. Sitenin kullanıcıları beğendikleri içeriklerin linkini paylaşmak yerine içerikteki önemli noktaları maddeler halinde yazıyorlar ve orijinal yazının yerine bu özetin bulunduğu linki paylaşıyorlar.



Özetin olduğu link burada. Orijinal link ise burada yer alıyor ve tam 3 sayfa. Siz olsaydınız hangisini okurdunuz? :) (İçerikler İngilizce. Sadece ne anlatmak istediğimi bir örnekle vermek istedim.)

tl;dr sitesi tutar mı bilmiyorum; ama yaptıkları şeyin felsefesi bana gayet mantıklı geldi.

Aynı durum videolar için de geçerli. İzlediğimiz her videoda zamanın birkaç dakikası boşa gidiyor. tl;dr mantığının videolardaki örnekleri de Vine (7 saniyelik videolar), Instagram (15 saniyelik videolar) ve 59saniye (Maksimum 59 saniyelik videolar) sitelerini gösterebiliriz.

Neyse... Bu blog yazısını burada sonlandıralım. İnternette 1 dakika artık çok uzun bir süre!